İnsan olmaktan yorulur bazen insan. Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar… Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler daha çok yorar… İnsanlar artık daha az güveniyor, daha az seviyor, daha az inanıyor ve komik olan da buna ‘Tecrübe’ diyorlar ilginç değil mi? Bence bu tecrübe den ziyade tecrübeyi iyi değerlendirememektir. Belki de ben öyle hayal etmiyorum, öyle yaşamıyorum tecrübeyi. Daha az güvenmek bence tecrübe değil güvensizlik getirir. Bence gerektiği kadar güvenmelisin. Daha az sevmek sevgisizlik getirir ruhuna, hak ettiği kadar sevmelisin. Daha az inanmak inancı zedelemez mi? Neye ne kadar inanman gerek, onu bilmelisin.
Geçen gün çok eski bir arkadaşıma kahve içmeye gittim. Hep söylenir bende hep dinlerdim bu yıllardır böyle. Baktım gene eski eşine ağzına geleni söylüyor. Gözlerine baktım uzun bir süre, fark etti, dedim ki neden? Neden bu kadar sevgisizsin? Hayat tecrübesi dedi kimse beni sevmedi ki. Ne güzel dedim, sen hayattan sevmemeyi mi öğrendin, sevilmemeyi mi öğrendin yoksa sevginin ne kadar değerli olduğunu mu. Sustu düşündü bir süre ve konuştu sonra aslında sevmek ne kadar değerliymiş yaşadıklarım sayesinde anladım, doğru söylüyorsun dedi. Sadece bakış açısını değiştirmiştim ufacık bir dokunuş ve yüzü güldü bir an. Hayat bize kötü şeyler yaşatacak mutlaka biz bunları kendimize silah değil birer hediye diye bakmalıyız. Acılardan tecrübe edinmek acı vererek olmaz.
Biz terk edilerek terk etmeyi, aldanarak aldatmayı öğreniyoruz. Oysa terk edilen sadakati, aldatılan dürüstlüğü öğrenmeli. Yaşamın bize getirdiği iyi ve mutlu olayları nasıl kabul ediyorsak, yaşamın bize getirdiği keder ve acıları da öylece kabullenmeliyiz bence…
Yeliz Tekin